28 Aralık 2007 Cuma

ve aylar sonra oradaydik..

En son nezaman, kimlerle, nasil gitmistik hatirlamiyorduk aslinda.. Ama kuvvetle muhtemel tahminlerimiz 2006'nin Kasim Ayi oldugu yönünde idi.. ve nerden baksaniz aradan gecen koca bir yildan sonra yine Dayana'nin kapisindan iceri i$iklarin o büyülü dünyasina giris yapmistik. Evet, gectigimiz Carsamba gecesi oradaydik..

Efenim muhabbetimize ilk evvel girisgah olsun diye hatta bi nevi aperatif niyetine Balcova'da Fisilti Pub'da basladik. Fisilti her zaman ki gibi doluydu. Mekana yeni 3 tane kocaman plazma tv'ler kullanilmaya baslamis.. Plazmalarda PowerTurkTv'den görüntüler oynarken mekana verilen müzik ise yüksek ihtimal bilgisayardan caliyordu. Tabi bunlarla göz ucuyla ilgilendikten sonra muhabbete tam gaz devam da ediyorduk.. Meyve tabagimiz'da her zaman oldugu gibi Muz en cok ragbet gören meyvemizdi.. Saatlerimiz 01:30'u gösterdiginde ise artik yavas yavas Dayana'ya gecmenin vaktinin geldigini hissediyorduk.. Yalniz sunu soylemeden de gecemiyecegim, Fisilti'da gecenin finaline Sansar'in bagira bagira dile getirdigi hakli isyani damgasini vurmustu.

01:45.. Alsancaktaydik.. Muhtemelen saatlerimiz 01:50'yi gösterdiginde Dayana'nin kapisindan iceri girmis olacaktik ki zaten öyle de oldu.. Bu sefer bir degisiklik olsun istedik ve ikinci kata ciktik, yerimizi aldik.. Masamiza gelen meyve tabaginda göremedigimiz muz her ne kadar bizi üzüntüye gark etse de bi süre sonra kendimizi toparlayip hic bisey olmamis gibi davranmaya devam ettik.


Sahne showlari, fasil, dans ve muhtesem kivrakligiyla izledigimiz dansözümüz ve de yine bir arada olmanin verdigi muhabbetle saatlerimizi 04:00 yapi vermistik..



Tam kalkmak üzereyken masamiza gelen ikinci meyve tabagindaki kocaman muzlarin varligi ise yüzümüzdeki gülücük kat sayisini arttirmaya yetmisti..

24 Aralık 2007 Pazartesi

Equador

Equador 6.2.7

23 Aralık 2007 Pazar

Yeni Başlayanlar İçin Pavyon

1995 yılının yaz aylarıydı.20 yaşında gencecik delikanlıyım basmaneye yeni düşmüşüm :) Değişik bir ortam ne ararsan var genellikle serseri ve tinerci daha çok tabi.En önemli özelliği gecesi ve gündüzü çok farklı.Gündüz genelde işmerkezleri yoğun olduğu için kalabalık bir ortam herkes ekmek derdinde sağa sola koşturmalar falan gece ise ışıklara bırakıyor kendini bu kalabalık.Gece basmanede bütün yüzler aynı.Senelerdir hep aynı insanlar var .Taksiciler otelciler ve pavyoncular.
İşte yine bir basmane gecesinin sabahında pavyondan çıkmış rus revü gruplarını gördüm.Kaldıkları otele doğru gidiyorlardı.20 yaşıma kadar çok kadın görmüştüm ama bu kadar güzel kadınları hiç bir arada görmemiştim.İçlerinden birisi bana doğru yaklaşıp senin adın ne dedi yarım yamalak türkçesiyle .O kadar yaklaşmıştıki bana şaşırmıştım.Söledim adımı elini gömleğimin üzerine koydu hafif bir okşamayla kendi adını söledi ve ben bu otel kalıyorum dedi ve kaldığı otele doğru yürümeye başladı.O an dedim kendi kendime olum Dinyeper ne yap ne et şu pavyona gir.:)
İşte giriş o giriş...
Pavyon sihirli bir yerdir.Pavyon racondur.pavyon onca çirkinliğin ışıklarla güzelleştirilmiş halidir.Hiç gitmemiş şansız arkadaşlar için biraz anlatalım pavyonu.
Pavyonun kapısının önü her zaman kalabalıktır.En az 2 tane kapıcı vardır.Bunların görevi gelen arabaları çekmektir.Kapıcılar haricinde en az 2 tane de güvenlik vardır.Eskiden iri yarı bu alemden olan insanlar güvenlikçi olurdu ama bu güvenlik şirketleri çıktıktan sonra güvenlik şirketleri daha çok tercih edilir oldu.Arabanızı bıraktınız otparka çekildi güvenliğide geçtiniz.İçerde sizi ne bekliyor ? Hadi girelim içeri :))

İşin en zor kısmı burasıdır.Kapıdan içeri girer girmez salonda kim varsa kapıya doğru bir bakar.Eğer ilk defa pavyona geliyorsanız yandınız.Çünkü nereye oturcağınızı bilemessiniz,içerde dolaşmak hiçte öle kolay bir şey değildir.Bütün garsonlar kendi servis yaptığı masaya oturmanız için sizi yönlendirmek isterler ve yön gösterirler.En sonunda bir yere karar verirsiniz ve oturursunuz .Eh bir rahatlayın artık oturduk sonunda :))
Şöyle bir etrafa bakalım neler var ? İçersi çok karanlık.Renkli ışıklar var ama tam aydınlatmıyor.Sadece sahne kısmı aydınlık.İnsanların yüzlerini seçmek okadar kolay değil.Yüksek seste müzik var.Disco müziği veriliyor.Ve sahnede birbirinden güzel kızlar (bu sayı her pavyon için değişir ama ortalaması 15ila 20 dir)üstlerinde oldukça seksi kıyafetlerle adı dans olmayan ama dansa benzer birşeyler yapıyorlar.Bir nevi kendilerini gösteriyorlar içerde oturan müşterilere...En az 30 tane garson var her masaya nerdeyse 2 3 garson düşüyor.En az da 5 tane takım elbiseli kravatlı salonda dolaşan insanlar var bunlarda idareci.Yani Şef .Bunlardan birtanesi Müdür.Müdürü bulmak zor değil içlerindeki en yaşlısı ve az dolaşanı müdürdür...Salonun kenarları locadır.Localar yüksek yapılır.Hemen önünüze servisiniz yapılır.Tabaklar konur çatal ve bıçaklarınız gelir.Ne emredersiniz diye sorar garson.
Yerli içki nin dublesi 25 ytl.Yabancı içkinin dublesi 30 ytldir.Br 70lik rakı 150 ytldir.Ne iççekseniz söleyin işte oranına ben karışmam ..İçkiler gelir masaya en az 4 çeşit meyve konur artık masada hafif hafif konuşmalar ve gülüşmeler başlamıştır.Eğer kalabalık gitmişseniz herkes birbirine bir tane kız gösterir.Herkez birini sahiplenir nikahına alcakmış gibi :) Adettendir bu seçme ve beğenme işi mutlaka yapılır :))
Biranda müzik susar kızlar sahneden inerler ve otururlar sazlar ve orkestra sahneye çıkar.Genelde alaturka müzikler çalan bu orkestra ve sazlar açılışı türk sanat müziğiyle yaparlar.Ve solist gelir...Sesi öle pekte güzel değildir ama görüntüsü fena değildir.1.şarkının sonunda sahnede bir hareketlilik gözlemlersiniz.2 tane garson sahne kenarına şampanya şişesi dizerler.Locaların birinde oturan zengin bir işadamı hem ben burdayım demek için hemde soliste jest yapmak için şampanya patlatılmasını istemiştir.Dizilen bu şampanyalardan bir tanesi gürültülü bir şekilde patlatılır.Kadehe konur soliste ikram edilir.Solist locaya doğru döner ve kibarca teşekkür eder.Bizde bu arada seçtiğimiz beğendimiz kızlarla hafiften kesişmeye başlarız.İçkiden az az içilir meyve bolca yenir ama gözler sürekli salondadır ...
Pavyonda çalışan garsonların ve idarecilerin en büyük özellikleri dudak okumalarıdır.Sizin hangi kızı beğendiğinizi bakışlarınızdan ve konuşmalarınızdan kolayca anlarlar.Kıza gerekli uyarıları yapıp sizinle ilgilenemesini sağlarlar.Kızın size bakıp gülümsediğinizi gördüyseniz oltayı yutmuşsunuz demektir :) Garson sizin bakıştığınızı gördükten sonra masaya ilgisini daha da çok artırır.Ve bir arzunuz varmı diye sormaya başlar.Sizin çekingen ve yeni olduğunuzu anlarsa hiç çekinmeden kendisi "abi getireyimmi masaya diye sorar." İşte pavyonun amacı budur.Gazino içerisinde çalışan kadınları oraya gelen insanlarla tanıştırmak ve eğlenmesini sağlamaktır.Tamam gelsin derseniz sizde artık bir pavyon müşterisi olduğunuz anlamına gelir.Pavyonda kons olayı en hassas ve en önemli olaydır.Hatun masaya gelir masadaki herkesin elini sıkar ve adını söyler.Masadaki herkes ayağa kalkar gelen bayanın elini sıkar ve kendi adını söyler.Bayanı kim çağırmışsa bayan hemen çağıran kişin yanına oturur.Bayan içkisini garson size sorar .Ne içer acaba bayan diye? Eğer siz nazik biriyseniz bayana sorarsanız ne içersin diye ? oda en pahalısını söyler ve size girmeye başlar yavaş yavaş :))Böyle durumlarda yarım şişe bira sölemek en mantıklsııdır.Yarım şişe biranın fiyatı 60 ytl dir.Bir bayanın yarım şişe birayı içme süresi 25 dakikadır.Bu süre içerisinde mutlaka o birayı içer.Pavyonun en temel kuralıdır bu ...

İçkiler içilir konslar yapılır sabaha kadar eğlenilir.Oldukça güzel bir para hesap olarak ödenir ve herkes evine gider.Bayanda kaldığı otele.Bir gece daha bitmiştir.Ama geceler devam ettiği sürece pavyon ışıklarıyla ve o gizemliliğiyle varlığını devam ettirecektir.

22 Aralık 2007 Cumartesi

Ee geldik yine

hızlı bir yolculuk mc i pas geçtik ta ki montrö sabaha karşıya kadar.boş geçiyoruz bu geceleri dinyeper sen duy bu sesi.

21 Aralık 2007 Cuma

Deklarit bizi pavyona götür!

Duydum ki; Sansar, Deklarit Pa$a'nin yanina Bodrum'a kacmis.. Saatler 17 ya da 18'i gösterdiginde yola düserekten izmir'e yelken acacaklarmis.. E artik soke'de McDonald's'ta bi mola verip birer BigMac ve Double Cheeseburger kayarlar.. Sonrasinda zaten Izmir'e ne kaliyor ki..

Bu arada aklima gelmisken biz en son ne zaman nayt kulüp yaptik abi.. Epey oldu.. Bi ziyaret ister aslinda..

Deklarit.
Duy bu sesiiiii...
Dayana'yaaaaa..
Götür biziiiiiiiii...

Yanar Döner

Broadway Night Club.. 28.4.7 04:23
Keyifsel bazda doruklara ulasma aktiviteleri.

Cast

Efenim blog zimbirtimiza baslamadan once bas rollerde kimleri görücez onlari sizlerle paylasmak istedim.

Deklarit: 27 yasinda, bekar, isletmeci. Gecelerin hizli adami. Kalabaligi ve gürültüyü sever. Oynamaz, agir abi takilir. Meyve tabaginda en cok muzu yer bitirir, sömürür, diger muzseverlerin ahini alir. Rus salatasini sever.

Sky: Otuz küsür yasinda.. Otuz küsürdeki 3'ten sonra gelecek olan rakam daha icad edilemedi. Kel, top sakalli. Sakin ortamlardan hoslanir. Muzik duydumu duramaz oynatir. Meyve tabagindan en cok karpuzu a$irdigi gözlemlenmistir. Grandma lover.

Dinyeper: Iste gecelerin taninan adami.. 32 yasinda, bekar. Eger bir gece kulübüne onunla beraber gittiyseniz elinizi sikacak cok garson, sef, müdür, patron vs var demektir. Masaniza gelecek beles yanar dönerli meyve tabagi da cabasi.. Sebze yemez, meyve sevmez. Enternasyonel a$k adami. Siyah giyer.

Hemeka: 27 yasinda, muzmin bekar. Bakmayın bekar takıldığına her daim cep telefonunda, msn listesinde orda burda bir kırdığı ceviz vardır. Mekanda çapkın bakışları sayesinde konsların da dikkatini çeker seftali ve kavun favorileridir. Arada muza da dadanir ama salak yapmasini iyi becerir, kimse cakmaz. Deklarit ile beraber muzlu frozen servis edilecek günleri iple çekmektedir.